Avukatlar; hukuk düzeninin en üst düzeyde korunmasına hizmet eden, hak arama özgürlüğünün peşinde koşan, adaletin çağdaş ölçütlere uygun olarak gerçekleşmesine yardımcı olan, demokratik hukuk devletinin üç temel erkinden biri olan yargı erkinin kurucu unsurlarındandır. Bu unsurlardan birinin aksaması, ötekileştirilmesi, değer ayrımı yapılması; adalet kelimesinin kökeni ve en önemli unsuru olan “adil” olma vasfını bozacak ve yargı gücünün aksak olmasına yol açacaktır. Nitekim; bu evrensel tezin teoriden pratiğe geçememesinin sıkıntılarını hep birlikte yaşamaktayız.
Biz Kamu Avukatları; kamu gücünü kullanan kurum ve kuruluşların, ortaya çıkan hukuki ilişki ve her türlü uyuşmazlıklarında kamuyu temsil eden meslek mensuplarıyız. Kamu kurum ve kuruluşlarının hukuka uygun işlem yapma zorunluluğu ile idarenin her türlü eylem ve işleminin yargıya tâbi olması gerçeği karşısında, kamuda çalışan avukatların nitelik ve nicelik açısından karşı karşıya kaldığı iş yükü ve yaptığı işin önemi izaha gerek kalmayacak şekilde ortadadır.
Devletin yargıda temsil ihtiyacı duyması, hukuk devletinin her türlü eylem ve işleminin yargı denetimine tabi olmasının doğal bir sonucudur. Cumhuriyet Savcıları gibi biz Kamu Avukatları da kamu gücünü temsil etmekte, kamunun taraf olduğu tüm davalarda devleti savunup, kamu yararını korumak için özveriyle çalışmaktayız. İdarî işlem ve eylemlerin yargısal denetiminde, temsil ettikleri konum gereği, Kamu Avukatlarının da itibarı korunmalı ve devleti temsil yetkisine yaraşır idarî ve malî statüye kavuşturulmalıdır.
Devletin her işleminin, ihtilafa dönüşme ihtimali bulunduğu düşünüldüğünde; bizler verdiğimiz hukukî görüşler ile oluşabilecek ihtilafları daha en başından önlemeye çalışmaktayız. Fakat bu görevin daha iyi ifa edebilmesi için iş yükü azaltılmalı ve yargının diğer unsurlarına sağlanan gerekli hukukî koruma Kamu Avukatları ve Hukukçularına da sağlanmalıdır. Yargıda oluşan iş yükünün çözümü için yapılan pek çok düzenlemede Kamu Avukatları ve Hukukçularının bu işlevi görmezden gelinmiş, hiçbir iyileştirme yapılmamıştır. Binlerce dosyanın sorumluluğu yüklenmiş bir avukatın nitelikli görev yapabilmesi, kamu menfaatini layıkıyla koruyabilmesi mümkün değildir. İdarenin hukuka uygun işlem yapma zorunluluğu ve devletin her türlü eylem ve işleminin yargıya tâbi olması gerçeğinden hareketle, idareyi yargı karşısında temsile tek yetkili kurum olan Kamu Avukatlığının itibarı yükseltilmeli; çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
Yarım asra yakın süre boyunca sürdürülen mücadeleler neticesinde, kamu avukatlarının yıllardır yaşadığı sıkıntılar nihayet yöneticiler nezdinde yankı bulmuş; 2019 yılında Adalet Bakanlığı tarafından açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nda “Kamu avukatlarının çalışma esaslarına ve özlük haklarına yönelik iyileştirme yapılacaktır” şeklinde kamu avukatlarının yaşadığı sıkıntıların giderileceği belirtilmiştir. 2019 senesinde bizzat Sn. Cumhurbaşkanımız tarafından Yargı Reformu Strateji Belgesi ile ilgili konuşmasında;
“Kamuda görev yapan avukatların farklı statülerde çalışmaları, denetimleri, mali ve özlük hakları ile ilgili konuların yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Maaş ve özlük haklarının yetersiz olması sebebiyle kamuda avukat çalıştırmak güç oluyor. Statülerini ve özlük haklarını yeniden düzenleyerek kamuda görev yapan avukatların sorunlarını çözüyoruz.” Şeklinde açıklama yapılmıştır.
Dönemin Adalet Bakanları tarafından Kamu Avukatlarının çalışma esaslarına ve özlük haklarına yönelik çalışma yapılacağı dile getirilmiştir. İnsan Hakları Eylem Planının Uygulama Takviminde, “Savunmanın Güçlendirilmesi ve Avukatlık Hizmetlerinde Kalitenin Artırılması” başlığı altında, kamu avukatlarının çalışma esaslarına ve özlük haklarına yönelik iyileştirme yapılacağı ve 2 yıllık süre öngörüldüğü belirtilmiştir.
Fakat;
Aradan geçen onca zamana rağmen, Kamuda Çalışan Avukatlar olarak “Haklı Beklentiye” dönüşen taahhütler yerine getirilmemiş; verilen sözler Eylem Planı çerçevesinde yasalaşan 8 yargı paketinde de yer alamamış Kamu Avukatları “yok” sayılmıştır.
Kamunun savunucusu olan Kamu Avukatlığı kurumu; başlı başına ele alınmalı, mesleğin onuruna ve devleti temsil yetkisinin itibarına yaraşır gerekli malî, özlük ve sosyal haklarına kavuşturulmalı, meslekî bağışıklığı güçlendirilmeli, kariyer meslek olarak örgütlenmeli ve 657 sayılı Kanun’dan ayrı münferit bir kanun ile yasal statüye kavuşturulmalıdır.
Kamuda görev yapan bizler imtiyaz değil itibar istemekteyiz. Haklı taleplerimiz salt mali haklara indirgenemeyecek kadar yapısal ve hayati olmakla birlikte taleplerimizin hayata geçirilmesine kadar geçecek süreçte, kamu avukatlığının daha fazla itibar ve kan kaybına uğramaması için acilen, bir sonraki yargı paketi beklenilmeksizin; kamunun savunucusu ve devletin temsilcisi kamu avukatlarının devleti temsil yetkisine ve itibarına yakışır malî haklara ulaştırılmasını talep ediyoruz.
5 Nisan Avukatlar günü hukukun üstünlüğünün, umudun günüdür.
Ne yazık ki umutlarımız tükeniyor…
Kamuda Çalışan Avukatlar olarak günümüzü kutlayamıyoruz.
Kamuda Çalışan Avukatlar Derneği olarak, kamuda görev yapan tüm meslektaşımız adına verilen sözlerin yerine getirilmesinin, haklarımızın takipçisi olacağımızı beyan ediyoruz. Mücadelemizin kamuda çalışan avukatların yanında tüm avukatlar için ortak olduğu bilinciyle, mesleğimiz hak ettiği saygınlığa kavuşuncaya dek çalışacağımızı ve mücadele etme kararlılığımızın devam edeceğini kamuoyuna beyan eder, Hukuk devletinin olmazsa olmazı yargı erkinin temel taşı ve en büyük güvencesi olan, bu kutsal mesleğin temsilcileri olan meslektaşlarımızın 5 Nisan Avukatlar Gününü saygılarımızla kutlarız.